Bu nasihatlerime uyarsan dünyada mutlu bir evlilik gecirdiğin gibi,ahirette de ebedi saadete ulaşırsın.


1 - Kanaatkâr ol ! Yâni, kocan tarafından getirilen yiyecek ve giyecek herşeyi memnuniyetle kabul et ! Çünkü, kanaat, kalbi huzûra kavuşturur.

2 - Söylenenleri dâima iyi dinle ve kocanıin meşrû (islama uygun) emirlerine itaat et !

3 - Evin ve her şeyin her zaman, temiz, muntazam ve düzenli olsun !

4 - Eşinin yemek saati ile uyku saatine dikkat etmelisin ! Açlık insanıi huysuz eder, uykusuzluk ise, öfkelendirir.

5 - Evinin mallarını ve eşyasını iyi koru ! Yaptığın işleri, iyilikleri başa kakma ! iyiliğe karşı iyilik çabuk unutulur fakat kötülüğe karşı yapılan iyilik unutulmaz.

6 - Eşinin yakınlarına güzel muâmelede bulun ! Kocanın hatâlarını, yalnız iken, yumuşak bir şekilde söyle !

7 - Kocanın sırlarıinıi hiç kimseye söyleme ! Karı-koca arasındaki sırlar kabre berâberlerinde gömülmelidir.

8 - Eşinin üzüntüsünü ve neşesini paylaş ! Ona her yönüyle iyi bir hayat arkadaşı ol ! Yalan, yuvayı içten içe yıkan bir kurttur.

9 - Aranızdaki problemleri kendiniz hâlledin ! Sakın bunları, bize ve başkasına taşıma ! Kimseden medet umma !

10-Kocandan, almakta zorlanacağı, gücünün yetmeyeceği şeyleri isteme !

11-Kadının güzel huylusu, eşine Cennet nîmetidir. Sen kocana Cennet nîmeti ol ! Azap çektirme !
Huzurlu bir evlilik için gençlerin bu mesajlara kulak vermesini arzu ediyorum.

ANNENiN KIZINA NASiHATLERi


1- Kızım, nefsine, benliğine ağır gelse de önce şunu kabul et! Erkek, bedenen, aklen, ruhen kadından üstündür. Cenab-ı Hak, kadını erkeğin himayesine vermiştir. Çünkü, ayet-i kerimede, “Erkekler kadınlar üzerine hakimdirler; kadınların yöneticisi ve koruyucusudurlar.” (Nisa,34) buyurulmaktadır.

Bunu kabullenmenin sana bir zararı olmaz. Aksine çok faydası olur. Kabullenmediğin takdirde, netice değişmeyeceği gibi hem dünyada hem de ahırette bunun sıkıntısını çekersin!

2- Bildiğin şey doğru bile olsa, bunu kocana kabul ettirmek için uğraşma, bu hususta onunla cedelleşme! Söylemende fayda görüyorsan bir kere söyle kenara çekil. İster kabul etsin isterse kabul etmesin!

3- Her cemiyette, her şirkette, her devlette son sözü bir kişi söyler. Bunun mutlaka doğru olması gerekmez. Ama mutlaka birinin son sözü söylemesi gerekir. Böyle olmazsa cemiyette huzur olmaz, anarşi çıkar. Bunun gibi cemiyetin en küçük birimi olan ailede de son sözü birinin söylemesi lazımdır. Bunun da evin erkeği olduğunu Kur’an-ı kerim bildiriyor. Bunun için sen fikrini söyle fakat son sözü kocana bırak!

4- Toplumda insanlar arasında mutlak eşitlik yoktur. Allahü teala öyle yaratmıştır. Toplumu yönlendirenlerin, idarecilerin, iş yeri sahiplerinin önceliği, geçiş üstünlüğü vardır. Bunların böyle olmasında, toplumun menfaati vardır. Bunlara yapılan ayrıcalık, iyilik bunları yapanlara döner. Çünkü, bir başbakanın hasta olması, işleri düzgün yürütememesi fert fert herkese yansır.

Bunun için, başbakanın yanında devamlı doktor bulunuyor benim yanımda niçin bulunmuyor, bu eşitliğe aykırı denilemez. Çünkü onun sağlıklı olması milletin sağlıklı olması demektir. Yine bir işverenin, sağlığının yerinde olmaması bütün çalışanlara yansır. İşler kötüye gider, Sonunda fabrika kapanır. Bunda, patrondan ziyade çalışana zarar olur.

Bunun gibi, ailede sen dahil herkesin ailenin reisi baba üzerine titremesi lazımdır. Çünkü onun iyiliği aile fertlerinin iyiliğidir. O iyi, sağlıklı olursa herkes iyi ve sağlıklı olur. Çünkü o iyi olursa, aile fertlerinin iyiliği için çalışır, hasta olurlarsa onları tedavi ettirir.

5- Kocanın kıymetini bil! Hikmet ehli bir zat, “ Sarhoş bile olsa evde bir erkeğin bulunması kadın için büyük nimettir” der. Bunu dul kalıp, evin idaresi omuzlarına yüklenmiş kadınlar çok iyi bilir. Bunun için evde, “Ben, sen” var değil, sadece “O” var prensibini kendine düstur edin. O varsa “Biz” varız o yoksa biz yokuz, diye düşün. Kendini buna inandır. Birden fazla, “Ben” olan yerde huzur olmaz. Huzurun adresi “kendini yok “ farzetmekten geçer. Bunu unutma!

6- Erkeğin işi gerçekten zordur. Bunun için ona yardımcı ol. Engel olma! Çünkü, o, evin geçimini sağlamakla yükümlü olduğu gibi, senin ve çocukların her yaptığından mesuldür. Dünyada ve ahırette bunun hesabını verecektir. Kadının ise, böyle ağır yükü yoktur. Sadece kendi yaptıklarından mesuldür. Ayrıca erkeğin, iyilikleri yayma, kölüklere mani olma vazifesi vardır. Bu vazife ona farzdır. Bu kadar zor işi yapabilirse ancak cihad sevabı alır erkek. Kadının cihad sevabı alması, Cennete girmesi erkeği göre çok daha kolaydır. Nitekim

Peygamber efendimiz şöyle buyuruyor:

“Kadının cihadı kocası ile iyi geçinmektir.”
“Mümin bir kadın kocasına itaati sebebiyle, yetmiş sıddîkın ameli kadar sevaba kavuşur.”
“Bir kadın beş vakit namazını kılar. Ramazan ayında oruç tutar. Namusunu korur ve kocasına itaat ederse, dilediği kapıdan Cennete girer.

İşte  kısa ve öz olarak, huzurlu bir evliliğin yolu İster bu yolda gider; dünyada huzurlu bir ömür sürersin ve ahırette de Cennet nimetlerine kavuşursun. İstersen gitmez; dünyanı ve ahıretini kendine zindan edersin!. Tercih senin!